Category Archives: Aralık
Bir Sarayda yaşamak: 4 Aralık 2010
Bu Sohbette, Mevlana şeytanın sonu gelmez fısıltılarının tehlikesinden ve şeytanın sürekli yüreklerimize dünyaya sahip olmak için özlemle çalışıp, istemeleri için nasıl tohumlar ektiğini ama dünyanın çabucak geçen bir hoşnutluktan başka bir şey olmadığını açıkladı. Böyle yaparak, İnsan lanetlenmiş düşmanının tavsiyelerini aldı ve bu geçici dünyasal haz için sonsuz ahretini reddetti. Birçok Kral muhteşem sarayları işgal ediyorlar ancak tüm bu Krallar şimdi neredeler? Ölüm bizlerin olağan kaderidir ve ölümde de bu dünyadaki her şeyi arkamızda bırakacağız. Continue reading
Kaşlarınızı çatmayın: 13 Aralık 2010
Sadece bir zorba Resulullah’a (SAV) saygısızlık eder. Allah’ın Kendisi Resulullah’ı (SAV) bir kaidenin üzerine yerleştirmiştir. Öyleyse biz kimiz ki ona saygısızlık edelim? Resulullah’a (SAV) olan sevgimizi artırarak imanda, nurda ve Makamda yükseliriz. İlahi emirlere karşı gelen kişi bir zorbadır. Kendi nefislerimizin zorbalarına karşı savaşmak ve eksikliklerimize karşı gözlerimizi açmak için de emir aldık. Zorbalar, sürekli olarak, Yaratıcılarının İradesinden hoşnutsuzdurlar ve Ahbaplarının yaptıklarından da mutsuzdurlar. Yani yüzleri sürekli olarak hoşnutsuzluğu yansıtır ve içlerindeki kötülük de bakışlarına çirkin bir bakış olarak yansır. Mevlana, sürekli gülümseyin ve başkalarına kaşlarınızı çatmayın der. Continue reading
Anavatanlarınıza dönün: 14 Aralık 2010
Şeyh Abdül Hamid Mevlana’ya soruyor, son günlere yaklaştığımız şu günlerde, kendimizi, çocuklarımızı, ailelerimizi ve sevdiklerimizi korumak için ne yapmalıyız? Nerede olmalıyız? Yaklaşan kaotik olaylar için nasıl hazırlanabiliriz? Bu belirsiz olan zamanla ilgili olarak, adım adım, yapmamız gereken pratik ve köklü tavsiyelerde bulunuyor. Bunların en önemlisi ana vatanlarımıza dönmek, kalabalık şehirlerden taşınmak, Mümin ya da değil, yerli halk veya göçmen, tüm komşularınızla iyi ilişkiler kurmamız olduğunu söylüyor. Continue reading
Yüksek Eğitim her zaman sizleri daha yükseğe götürmez
Mevlana daha yüksek eğitimin peşinden yıllarını harcayan insanların çetrefilli konularına değiniyor. Müslümanların, bedenen yapılan işler, daha az cazip işler olsa bile, talep gören işlerin peşinden koşmaları gerektiğini açıklıyor. İslamın onuru helal rızık peşinde koşmayı gerektirir. Bir avukat olmak, bir su tesisatçısı olmakla kıyaslandığında, daha fazla onur getirmez. Ancak insanlar bugünlerde bu tür elle yapılan işlerden, gurur ve cehalet nedeniyle, uzak duruyorlar ve kaçıyorlar. İşsiz bir mezun olmanın ana fikri nedir? Öyle ki, bugün Üniversitelerde öğretilenler toplum için bir kazanç sağlamıyor ya da ilgisizdir. Mevlana bu tür bilginin mezunları için üç öneri sunuyor. Continue reading
Haçlılar Kudüs’ü fethetmeyi neden başaramadı?
Bu Sohbet, her müminin eylemlerine eşlik etmesi gereken temel ilkeyi açıklar. Samimiyet. Yağmayla birlikte, müminleri öldürmek, talan etmek ve Kudüs’ün Kutsal Mekânlarına karşı hakaret etmek, işte bunlar haçlı Seferlerinin çarpık niyetleriydi ki Allah da onları başarısızlık ve rezillikle cezalandırdı. Müslüman yöneticilerin adalet ve merhametleri nedeniyle, Yahudi ve Hıristiyanlar İslami yönetimler altında, her zaman, korunmuşlardır. Toplulukları gelişmiş, itibar ve haklar elde etmişlerdir. Müslümanlar onların yönetimleri altında olduğunda ise aynı şeyi söyleyemeyiz. Geçmiş Müslüman toplumlar üzerine uygulanan zulümlere tanıktır. Ümmeti yöneten bir Sultan olmadan, Müslümanlar ilahi destek ve onurdan mahrum kalırlar. Mevlana, ayrıca, kaçınmamız gereken ve tüm Ümmetin kazanç sağlamasını sağlayacak soru sormanın önemini de içeren, iki tip soru sorma yönteminden bahsetti. Continue reading
Şilili Madencilerle ilgili daha fazla açıklama
Bu Şili Madencilik üçlemesinin bu ikinci bölümünde, Mevlana CNN Haber ve FOX TV’ye bir gün arayla röportaj verdi. Mevlana bu röportajlar boyunca, Allah’ın inançsızlığın temellerini yok etmek için, bu olayı yarattığını söyledi. Madenciler; insan mantığına meydan okuyan ve materyalist felsefenin açıklayamadığı, böylesine zorlu bir durumda nasıl hayatta kaldılar ve Mevlana bu kadar uzak bir mesafeden onlarla nasıl iletişime geçti? Bu iman ve Maneviyatın bir kanıtıdır ve en son kanıt ise madencilerden ikisinin, madende sıkışıp kaldıkları dönemde görmüş oldukları kişiyle tanışmak için, Kıbrıs’a gelmeleridir. Orada, onun ellerini öptüler, ayaklarının dibine oturdular ve Mevlana’ya karşı hissettikleri samimi yakınlığı ve yüreklerinde oluşan huzuru açıklayamadan, sevinç gözyaşları döktüler. Manevi Kurtarıcılarını ellerinde İslamı dinleri olarak kabul ettiler ve sadakatlerini bildirip, Müslüman isimleri aldılar. İslamın ve Maneviyatın Güney Amerika’daki önlenemez yayılışı başladı. Continue reading
Kalpten kalbe, bir bağlantı vardır
Minal qalbi ilal qalbi sabila – kalpten kalbe bir bağlantı vardır. Evliyaların yüreklerinden gelen Nur, onları kendilerine doğru çekerek, insanların yüreklerine gelir. Şeyhimizden fiziksel olarak uzak olsak bile, yüreklerimiz daima ona doğru çekilecektir ve onunla bağlantıdadır. Mevlana Şeyh Adnan Kabbanî’den güzel bir hikâye, Şeyh ve müridi arasındaki bu güzel ilişkiyi tasvir eder. Yakınlaşmayı arayanları yükselten ve güven tazeleyen, hoş bir Sohbet. Continue reading
Mevlana’nın Şilili madencilerle dokunaklı buluşması: 19 Aralık 2010
Bu ilk bölümdeki Şilili madencileri ilgilendiren üç bölüm maneviyat , sevgi ve inançtır. Mevlana’nın bu yabancılara oaln samimi sevgisi İslam’ın ne olduğunu gösteren güzel bişr örnektir. Bu muzice maneviyatcıların, onları alaya alanlara karşı zaferidir. Bu insanları Kıbrıs adasından binlerce kilometre ötedekilere bağladığını ve onların çilelerini atlatmalarına yardım ettğini ispat ediyor. Bu inkar edenlerin yüzlerine bir tokattır. Continue reading
Mevlana’yla İlgi Çekici bir Röportaj
Bu on dört soruluk röportaj samimi ve içten cevaplarla, açık yürekli cevaplar ve insanlığın Rabbine yaptığı yolculuğa derin bir bakış açısıyla öne çıkmıştır. Her zaman olduğu gibi Mevlana; özlü olarak ancak basit cevaplarıyla, böylesine bir bilgi ve bilgeliği hizmete sunarak, hayal kırıklığı yaratmamıştır. Örneğin, bir müridin yolculuğunu, paha biçilemez bir cümleyle, özetlemiştir ve kadınların taciz edildiği, sömürüldüğü, bir mal gibi ticaretinin yapıldığı bugünün vahşi dünyasında, kadının durumunun altını çizmiş ve dikkat çekmiştir. Her mürit mutlaka okumalıdır! Continue reading