Mevlana Şeyh Nazım’ın Bilgelik İncileri
Hastalar sabırlı olmalıdır
Euzu billahi mineşşeytânirracîm.
Bismillahirrahmanirrahim
Essalamü Aleyküm ve Rahmetullahi Ve Berekatüh
(3 Sohbetin özeti)
1) Doğal İlaç Aramanın Önemi (13 Kasım 2010)
- Mevlana, Allah’ın İlahi Hikmeti aracılığıyla, özel nitelikleriyle, farklı bitkiler verdiğini söyledi. Büyük Şeyh Abdullah Dağıstanî’nin hala kendi Şeyhi Büyük Şeyh Şerefuddîn’e hizmet ettiği dönemlerden bir hikâye anlattı. Özel bir günde, Şeyh Şerufiddîn Şeyh Abdullah’ın o günlerde, kendisine ikram edilen çayı içtiği o günlerden beri, kendisini rahatlatmak için çok sık abdest tazelediğini fark etti. Şeyh Abdullah araştırmak için gittiğinde, düzenli olarak çay yapan kişinin orada olmadığını fark etti. Onun yerine, 120 yaşında, Şeyhlere çay yaparak hizmet etmek için Şam’a gelmiş olan, Ahmed isimli, Dağıstanlı bir Meczup vardı. O yaşta bile pembeleşmiş yanakları nur dolu olan, cesur bir adamdı. Şeyh Abdullah onun çayı yapışını gözledi ve onun çayın suyunu kaynatmadan yaptığını gördü. Bu ise, daha önce Şeyh Şerufiddîn’in de yaşadığı, ishalin nedenidir. Kaynamış sudan yapılan çay içildiğinde böyle bir etki yaşanmazdı. Mevlana, aynı bitkinin, farklı şartlarda hazırlanmış olmasının nasıl da şaşırtıcı derecede farklı sonuçlara neden olduğunu söyledi! Üstelik bitkiler nedeniyle ortaya çıkan ishal, temizlenip bakterilerin dışarı atılmasına neden olan müshil olarak, tıbbi ilaçlardan daha iyidir.
- Doğal ilaçlar, Doktorların haplarına göre, daha iyi alternatiflerdir. Yan etkileri yoktur ve beden için ‘ağırlık’ yapmazlar ya da böbreklere zarar vermezler –fazla suyu rahatça ve kolaylıkla atarlar. İşte bu Allah’ın Hikmetidir. Bir hadiste deniyor ki, her Şeye Gücü Yeten Allah, Merhametiyle, tüm hastalıkların şifasını da vermiştir. Bu tedavilerin hepsi de doğaldır. Bu nedenle, doğada yetişen her bir bitkinin bir yararı vardır. Allah yeryüzündeki her tür bitkiyi bu amaç doğrultusunda yaratmıştır. Her birinin özünde özel bir nitelik vardır ve insanlar bunu kullandıkları zaman bir rahatlama hissederler.
- Birçok doktor toplumsal değerleri küçümseyen, alaycı bir yapıyla, bunu reddeder ve daima da hastalarını yapay ilaçları almaya zorlarlar. Doğal tedavileri, insan yapısı haplarla ve aşılarla tedavi etmeye çalışırlar. Asıl endişeleri, insan yapısı bu ilaçları satarak, servet yapmaktır. İnsanlar bu ticari ilaçlarla tam olarak iyileşemiyorlar. Bir hastalık bulgusuna ‘iyi’ gelirken başka bir iç organımızı harap ediyorlar.
- Öyleyse kendinizi Allah’ın Ellerine bırakın ve Onun şifalarına güvenin. Allah tüm yaratılışın hayatlarını düzenler. Onun yarattığı bitkilerin amacını anlamalıyız. Her kim buna (tüm bitkilerin değişik hastalıklara şifa verdiğine) iman ederse, yeryüzündeki çeşit çeşit bitki örtüsünden en çok yararı sağlayacaktır.
- Haplarla kıyaslandığında, dağlarda, çöllerde yetişen bitkilerden fışkıran şifa, başlangıçta, biraz yavaş kalabilir. Belki de ilk birkaç günde hiçbir şey olmayacak. Sizi tedavi etmesi biraz zaman alacaktır ama sonunda hastalıktan tamamıyla kurtulacaksınız. Maalesef, çağımızın insanının sabrı yok çabuk tedavilerle ve anında da kurtulmak istiyorlar.
- Gerçek bir çabuk tedavi yoktur. İmkânsızdır. Sabırlı olmalıdırlar. Şifa bulmayı beklerken de, Allaha tövbe etmeliler ve ‘RabbunAllah, HasbunAllah’ okumalılar.
- Mevlana, imansızlar zehirli, acı bir yaşama sürüklenirken, imanıyla tatlı hayatlara yönlendirilenlerden olmamız ve imanımızın daha güçlü bir şekilde büyümesi için dua etti.
Bu 9 dakikalık Ufak Sohbet’in Türkçe videosunu www.Saltanat.org adresinden izleyebilirisiniz. Sağdaki menüden; ‘Natural Cure 13.Nov 2010′ seçiniz. Ekranın altında, ses kontrolünün yanında, alt yazılar için dil seçimi yapabileceğiniz (Arapça, Bahasa Endonezyaca/Melayu, Almanca, İngilizce, İspanyolca, İtalyanca, Rusça ve Türkçe) bir CC butonu göreceksiniz. İngilizceye canlı tercüme için, görüntü ünitesinin sağ üst köşesindeki AD butonuna tıklayınız. Canlı sohbetler boyunca, üst taraftaki butonlar, başka dillere de Canlı Sesli Tercüme hizmeti sunacaktır. Eğer video artık orada değilse, altta bulunan Saltana TV sitesi arşivinden aratınız.
2) Çörek Otu, ölüm hariç tüm hastalıklara şifadır (5 Kasım 2010)
- Ebu Hureyre (RA) Resulullah’ın” (SAV) “Bu çörek otunun içinde [çörek otu tohumları] ölüm hariç, her hastalığa şifa vardır.” dediğini iletmiştir. Peygamberimiz’in (SAV) sözleri göksel vahiyler olduğu için, inanmalıyız! Allah tüm hastalıkların şifasını bizlere göndermiştir –hiçbiri ölümü engelleyemez. Çörek otu (Habbatus sauda) ekmeklerin üzerine atılarak yenebilir ya da yağı yemek yapımında kullanılabilir. Bu Allah’tan gelen tatlı bir berekettir. Öyleyse onu bir hazine gibi saklayın. Onu düzenli olarak kullanın ve böylece başka ilaçlara ihtiyaç duymazsınız!
Bu 2 dakikalık Ufak Sohbet’in Türkçe videosunu www.Saltanat.org adresinden izleyebilirisiniz. Sağdaki menüden; ‘Black Seed 05.Nov 2010′ seçiniz. Ekranın altında, ses kontrolünün yanında, alt yazılar için dil seçimi yapabileceğiniz (Arapça, Bahasa Endonezyaca/Melayu, Almanca, İngilizce, İspanyolca, İtalyanca, Rusça ve Türkçe) bir CC butonu göreceksiniz. İngilizceye canlı tercüme için, görüntü ünitesinin sağ üst köşesindeki AD butonuna tıklayınız. Canlı sohbetler boyunca, üst taraftaki butonlar, başka dillere de Canlı Sesli Tercüme hizmeti sunacaktır. Eğer video artık orada değilse, altta bulunan Saltana TV sitesi arşivinden aratınız.
3) Tuz (16 Kasım 2010)
- Allah tuzu helal kılmıştır ve tuz birçok hastalığa şifadır. Mevlana tuzun beden için Zaralı olduğunu söyleyen araştırmacıları küçümser. Eğer gerçekten de bir zehirse, tüm İnsanlığa zarar vermelidir. Az ya da çok miktarda kullanıldığında da zarar vermelidir. Mevlana, neyin helal neyin haram olduğunun açık olduğunu söylüyor. Mevlana, doktorların hastalarına üç beyazdan –ki bunlar un, tuz ve şekerdir, uzak durmaları gerektiğini tavsiye ettiklerini söylüyor. Mevlana, eğer durum buysa, öyleyse ne yiyeceğiz diye soruyor? Dünyayı mı?
- Bilim adamları tuzu belirli bazı hastalıklarla ilişkilendirdiklerinde, Mevlana onların başka etkenleri tanımlamakta başarısız olduklarını ve zamansız ve mantıksız sonuçlara ulaştıklarını söyledi. Örneğin, Mevlana diyor ki, hastalığa neden olan şu konuyu değerlendirin –haram yiyecekler! Tıpkı helal gıdaların asla hastalığa neden olmadıkları gibi, haram olan her şey de, şaşırtıcı bir şekilde, bugünün hastalıklarının nedenidir.
- Bir İslam düşmanı, bir keresinde bir Sahabeye, “(Cesaretin varsa) bu zehri iç ve eğer senin dinin doğruysa, izleyen herkes tarafından bu öğrenilecek” diyerek, bir kâse zehir verdi. Sahabe Bismillahirrahmanirrahim dedi ve kendisine hiçbir şey olmadan, tüm kâseyi içti. Bundaki sır ise neden ölmediğiydi? Bismillahirrahmanirrahim’i okumak, kıssada da okunduğu gibi, her yiyeceği temiz ve yararlı hale getirir. Öyleyse, okumayı asla bırakmayınız!
- Üzerine Bismillahirrahmanirrahim okunmuş herhangi bir parça yiyecek/içecek, böyle yapılarak onurlandırıldığı için utanacak ve onu yiyen insanlara zarar vermeyecektir. Üzerine Bismillahirrahmanirrahim okunmuş olduğu için, bu tür bir yiyeceğin Allah’ın kullarına zarar vermesi imkânsızdır. Öyleyse, bakkaldan aldıklarınıza, yemek malzemelerini hazırlarken, onları pişirirken, servis ederken ve yerken, Bismillahirrahmanirrahim okuyun.
Bu 17 dakikalık Ufak Sohbet’in Arapça/İngilizce videosunu www.Saltanat.org adresinden izleyebilirisiniz. VİDEO KÜTÜPHANBESİNDEN ‘About Salt 16.Nov 2010′ seçiniz. Ekranın altında, ses kontrolünün yanında, alt yazılar için dil seçimi yapabileceğiniz (Arapça, Bahasa Endonezyaca/Melayu, Almanca, İngilizce, İspanyolca, İtalyanca, Rusça ve Türkçe) bir CC butonu göreceksiniz. İngilizceye canlı tercüme için, görüntü ünitesinin sağ üst köşesindeki AD butonuna tıklayınız. Canlı sohbetler boyunca, üst taraftaki butonlar, başka dillere de Canlı Sesli Tercüme hizmeti sunacaktır. Eğer video artık orada değilse, altta bulunan Saltana TV sitesi arşivinden aratınız.
Tefsir
- İlaçların kaynakları sadece bitkiler değildir. Onları farklı şekillerde hazırlamak da hastalıkları farklı şekillerde tedavi ederler. Bitkilerin farklı kısımları, farklı rahatsızlıklara çare olur –kabukları, kökleri, gövdeleri, yaprakları, tomurcukları, tohumları, çiçekleri ve meyveleri- hepsi de farklı özelliklere sahiptir. Ve bunlar; kurutulmuş, kaynatılmış, suyu çıkartılmış olarak ya da basitçe ham haliyle alınabilir. Onların içlerindeki iyilikleri çıkartmak için birçok farklı yol vardır. Allahu Ekber!
- Bir hadiste Resulullah (SAV) “Mide bedenin merkezî noktasıdır ve damarlar da ona bağlanmıştır. Mide sağlıklıysa, bu durumunu damarlara geçirir ve bunun sonucunda da damarlar aynı şeyi, bir döngü sağlayarak, tekrar ederler. Ve eğer mide hastaysa, damarlar bu hastalığı çeker ve olay böyle devam eder” demiştir.
- Birçok hastalığın bedenimizde gelişmesi uzun yıllar alır. Bugünkü beslenme düzenimiz, fast food, hazır yiyecekler ve abur cuburdur –sistemimizi bozan ve zarar veren sağlıksız, koruyucu madde dolu yiyecekler. Mevlana tekrar tekrar doğal yiyecekleri seçmemiz konusunda tavsiyede bulunuyor. Dışarıda yemenin aksine, evde hazırlanmış yiyecekler tüketin. Mikro dalga yerine ateşte pişirilmiş yiyecekleri tercih edin. Her öğünde et yemek yerine (haftada bir, genellikle Cuma günleri, et yemek sünnettir) sebze yemeyi tercih edin. Konserve meyveler yerine taze meyveler yemeyi tercih edin. Karbonatlı kutu içecekler yerine taze sıkılmış meyve sularını için.
- Yıllarca kendimizi aşağıladıktan sonra, biriken toksinler ve tartışmalı katkı maddeleri günümüzün modern hastalıklarına neden oldu; obezite, yüksek tansiyon, şeker, gut, artrit (eklem iltihabı), kalp krizi, felç… liste sonsuzdur. Peygamberimiz’in (SAV) zamanında doktorlar kesinlikle fazla bir şey yapmazlarken, bugün hastanelerimiz dolup taşıyor! Neden?
- İyi bir sağlık için ilk adım sağlıksız yaşantımızı değiştirmektir.
- Sağlıklı alternatifleri arayın.
- Abur cubur, hazır yiyecekler ve fast fooddan uzak durun. Özellikle kutu içeceklerden!
- Aldığınız her ürünün, çocukların aperatif yiyeceklerinin bile, etiketlerini mutlaka okuyun ve gerçekten helal olduğundan emin olun.
- Mümkün olan her yerde, ev yemekleri yemeyi tercih edin.
- Yemeklerinizi; boy abdesti, zikrullah ve mutlu bir yürekle pişirin çünkü yürekte duyulan böyle bir heyecan yemeklere de geçecektir.
- Tüm yemeklerinize, 40 kronik hastalığı yok ettiği için (70 diyenler de vardır!) bir tutam tuzla başlayıp, bir tutam tuzla bitirin. Hz. Ali (RA); “Herkim yemeğine tuzla başlarsa, Allah ondan yetmiş tür hastalığı kaldıracaktır” demiştir. Hatta yemeniz için zorlasalar bile, yemeğin başlangıç ve bitişinde tuz isteyin.
- Her öğüne Bismillahirrahmanirrahim ile başlayın ve Elhamdülillah ile bitirin. Eğer mümkünse, her lokma için bunu yapın. Çocuklarınızı da böyle yapmaları için eğitin. Bu bir alışkanlık halini aldığında, onlar çok bereketleneceklerdir. Hatta gıda sizin bilginiz dışında kusurlu, topluma bilgi verilmeden haram katkılar ilave edilerek genetik olarak değiştirilmiş olsa ya da sahte Helal sertifikalarıyla satılmış olsa bile, samimi ve içten bir şekilde yiyeceğin üzerine bir kere bile Bismillahirrahmanirrahim derseniz, Allah bu yemeği sizler için tekrar saf temiz hale döndürecektir!
- Bir hadiste, “Yiyeceklerinizi zikrullah ve hafif bir egzersizle hazmedin” dediği gibi, yemeklerden sonra yürümek gibi, basit egzersizler yapın. Yemekten hemen sonra, asla, uyumayın.
- Sigara içmeyi bırakın.
- Haram olan her şeyi bırakın.
- Hicri takvimin 17., 19. ve 21. günlerinde kan aldırın.
- Bir kere hasta olduğumuzda, bir hadise söylenenleri hatırlamalıyız: “Allah yaşlılık hariç her hastalığın şifasını vermiş olduğundan, hastalığınızı tedavi ettirmekte ihmalkâr olmayın.” Çörek otu, bal, inek sütü ve sağlıklı olduğu belirtilen yiyecekler tüketilmelidir.
وَأَوۡحَىٰ رَبُّكَ إِلَى ٱلنَّحۡلِ أَنِ ٱتَّخِذِى مِنَ ٱلۡجِبَالِ بُيُوتً۬ا وَمِنَ ٱلشَّجَرِ وَمِمَّا يَعۡرِشُونَ. ثُمَّ كُلِى مِن كُلِّ ٱلثَّمَرَٲتِ فَٱسۡلُكِى سُبُلَ رَبِّكِ ذُلُلاً۬ۚ يَخۡرُجُ مِنۢ بُطُونِهَا شَرَابٌ۬ مُّخۡتَلِفٌ أَلۡوَٲنُهُ ۥ فِيهِ شِفَآءٌ۬ لِّلنَّاسِۗ إِنَّ فِى ذَٲلِكَ لَأَيَةً۬ لِّقَوۡمٍ۬ يَتَفَكَّرُونَ
Rabbin, bal arısına şöyle ilham etti: “Dağlardan, ağaçlardan ve insanların yaptıkları çardaklardan (kovanlardan) kendine evler edin.” (68) “Sonra meyvelerin hepsinden ye de Rabbinin sana kolaylaştırdığı (yaylım) yollarına gir.” Onların karınlarından çeşitli renklerde bal çıkar. Onda insanlar için şifa vardır. Şüphesiz bunda düşünen bir (toplum) için bir ibret vardır. (69) (Surah An-Nahl 16:68-69)
وَإِنَّ لَكُمۡ فِى ٱلۡأَنۡعَـٰمِ لَعِبۡرَةً۬ۖ نُّسۡقِيكُم مِّمَّا فِى بُطُونِہَا وَلَكُمۡ فِيہَا مَنَـٰفِعُ كَثِيرَةٌ۬ وَمِنۡہَا تَأۡكُلُونَ
Hayvanlarda sizin için elbette bir ibret vardır. Onların içlerindeki sütten size içiririz. Onlarda sizin için daha birçok faydalar da vardır ve onlardan yersiniz de. (Surah Al-Mu’minun 23:21)
- Mevlana diyor ki, etki göstermesi uzun süre alacak olsa bile, doğal tedavi yöntemlerinin yan etkileri olmadığı için, doğal tedavi yolları aramalıyız. Tıpkı hastalıkların gelişmesinin zaman alması gibi, tedavi edilmesi de zaman almalıdır. Yani hap almak ve çabucak iğne yaptırmak gibi hızlı tedavi yöntemleri aramak yerine, sabırlı olmalıyız. Örneğin, obezitenin gelişmesi zaman alır. Diyet ve egzersizin akıllıca kullanımıyla, yavaş yavaş kilo vermek en iyisidir. Yağları hızlı bir şekilde yok etmek için hızlı bir baskı uygulamak asla işe yaramaz ve daha da kötü kötüsü ise fazla yağları aldırmak için cerrahiye (liposuction) başvurmak, birçok komplikasyonla hayatımızı tehdit eder.
- Hastalandığınız zaman umutsuzluğa kapılmayın! Hastalık bereket ve bağışlanma getirir. Umm el-Âlâ’dan aktarılmıştır: Allah’ın Elçisi (SAV) ben hastayken ziyaretime geldi ve dedi ki, “Allah hastalığı için, ateşin altın ve gümüşteki cürufu yok etmesi gibi, Müslüman’ın günahlarını sildiğinden, memnun ol Umm el-Âlâ”. Allah’ın Sevgilisi’nin (SAV) zamanında, ölüm bir adama geldi. Adamın biri dedi ki, “Hastalıktan çekmeden öldüğü için şanslıydı.” Peygamberimiz (SAV): “Sana eyvahlar olsun. Bak sana öğreteyim, eğer Allah onu hastalıkla deneseydi, kötü hareketlerinden (günahlarından) temizlenmiş olurdu.” dedi.
- Öyleyse sabırlı olun –bizleri dünyasal etkinliklerden ve bedenin arzuladıklarından (yemek, içmek, evlilik içi ilişkiler, uyumak) uzaklaştırdığı için, hastalık düşünmek, tövbe etmek ve Allah’a daha yakın olmak zamanıdır. Beden zayıf bir şekilde uzanırsa, Manevi hisler yükselir. Yani bu zaman özellikle sizinle Rabbiniz arasındaki ‘özel zamandır’. Hastaları ziyaret etmemiz ve onlar Onun Merhamet yağmurunun altındayken, o durumdayken Ona daha yakın olduklarından, bizim için dua etmelerini istememiz emredilmiştir. Ayrıca, bir başka hadis de, Ruh tarafından şifa için yiyecek aramaya doğuştan gelen bir rehberlik olduğu için, hastalara ihtiyacı olan yiyecekleri vermemizi söyler.
Okuyucuların, müminler arasında bu tür tedavileri teşvik etmek ve ellerinde bulunan bitkisel tedavi yöntemlerini paylaşmaları için Doğal Şifa Sayfasının yayınına başlayacağız. Mevlana tarafından öğretilmiş Doğal ilaçlar listesine linki burada bulabilirisiniz.