24 Ekim 2010 tarihli Sohbet
Evliyalar Kış boyunca gizlidedirler
Euzu billahi mineşşeytânirracîm.
Bismillahirrahmanirrahim
Essalamü Aleyküm ve Rahmetullahi Ve Berekatüh
- Bir bal arısı hangi çiçekten balözü alacağını bilir ve böylece çiçeği bulana kadar etrafta uçar. Benzer şekilde, Evliyalar da onlar gibidir, onlar da Allah’ın sonsuz nasibinin bir parçası olan müritlerini ararlar. Fakat bugün, böyle büyük birini bulmak çok zordur. Hepsi de gizlideler.
Bu Mevlana ile bir misafirinin konuşmasıdır:
Mevlana: Evliyaları aramaktan vazgeçin, çünkü onlar şimdi Kabirlerindeler.
Misafir : Bizler, gerçekten de, Kabirlere gidiyoruz ama Evliyalar bizimle konuşmuyorlar!
Mevlana: Eğer sağırsanız onların ne dediklerini nasıl duyacaksınız?
Misafir : Eğer isterlerse, Evliyaların bizlere duyurma güçleri vardır.
Mevlana : Evet bunu yapabilirler. Ama onlar size duyursalar bile, hala, duyduklarınızı anlamayabilirsiniz. Dillerini anlayabilseydiniz, sizleri (anlayış olarak) başka dünyalara çekerlerdi. Fakat şimdi bunun zamanı değildir (gelmedi). Bu zaman bomboş (Cahiliye) bir zamandır. (Henüz) Ulusu yönetecek bir Sultan (Kral) yok. Aslında, her çağda, bir Sultan vardır ama bizler şimdi (Evliyalar ve onların Sultanlarının) gizlide oldukları zamandayız.
- Evliyaların neden gizlide olduklarını tanımlamak için Mevlana, bazı dükkân sahiplerinin dükkânlarını kapattıkları bir pazar yeri örneği verdi. Dükkânlarını neden kapattıkları sorulduğunda, “Hiç müşteri yoksa neden açık tutalım ki? Hiç kimse bize müşteri olmuyor, tenezzül etmiyorsa neden burada bekleyelim? Bizim için en iyisi dükkânlarımızı kapatıp buradan gitmek.” diye cevapladılar.
- Mevlana, yaklaşık yirmi beş yıl önce, nüfusu 600.000–700.000 arası olan, Türkiye’nin kuzey-batısında bulunan, Eskişehir isimli bir şehirden gelen bir misafirinden bahsetti.
Mevlana misafirinde sordu: “Şehrinizde (dindarlıkları nedeniyle) elleri öpülecek, tavsiyeler almanız için kapıları devamlı açık olan ve (misafirlerine yemek ikram etmek için) herkese sofraları açık olan insanlar var mı?” diye sordu.
Misafir: Hayır, şehrimizde böyle birini aramak için zahmet bile etmeyin.
Mevlana: İçerisinde 10 milyon insanın yaşadığı İslambol’dan* ne haber? Orada eli öpülmeye değer, kapıları ve sofraları herkese açık ve manevi olarak olduğu kadar bedensel olarak da doyuran birileri var mı?
Misafir : Hayır Şeyh Efendi. Bitti, artık öyle insanlar yok.
Mevlana : Öyleyse, böyle insanlar yoksa, orası ölü bir şehir.
(*İstanbul 1453 yılında İslambol olarak biliniyordu. Osmanlılar orayı fethettikleri zaman, İmparatorluğun başkenti olarak önemini belirtmek için, ismini değiştirdiler. Bundan önce, Sultan/Hükümet’in Eşiği ya da Osmanlı İmparatorluğunun ‘Merkezi’ anlamına gelen, Asitane (آستانه) olarak biliniyordu.)
- Daha sonra Türkiye’den katılanlardan biri Mevlana’ya; bugün İslambol’da böyle iki dindar kişi olduğunu söyledi: (Mevlana’nın oğlu) Şeyh Muhammed Efendi ve Şeyh Mahmud. Mevlana “On beş milyon insanın manevi ihtiyaçlarını karşılamak için iki kişi yetersiz. Hatta her Şeyhin bir milyon izleyicisi olsa bile, yeterli değil…” dedi.
- Mevlana; şimdi burada, Lefke’de (Ekim ayı), Sonbahar ve bunu gelecek yıl Mart’a kadar devam edecek olan, Kış izleyecek dedi. Sonbaharda yapraklar düşer ve ağaçlar çıplak kalır. Zar zor canlı görünürler. Sonbahar ve Kış boyunca ağaçlar zarafetle yaşlanırlar. Mart gelir, karlar erir, yağmur düşmeye başlar ve yapraklarını kaybetmiş olan ağaçlar tekrar yeşermeye ve çiçek açmaya başlar. Ağaçlara hayat veren yağmurdur –su hayatın ana maddesidir, su olmadan hayat devam edemez.
أَلَمۡ تَرَ أَنَّ ٱللَّهَ أَنزَلَ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءً۬ فَتُصۡبِحُ ٱلۡأَرۡضُ مُخۡضَرَّةًۗ إِنَّ ٱللَّهَ لَطِيفٌ خَبِيرٌ۬
Allah’ın gökten yağmur indirdiği, böylece yeryüzünün yemyeşil olduğunu görmedin mi? Şüphesiz Allah, çok lütufkârdır, hakkıyla haberdardır. (Surah Al-Hajj 22:63)
- Bugün Müslüman dünyasının durumu Kış ayındaki ağaca benzer -çıplak, meyvesiz ya da yapraksız. Aynı şekilde, İslambol gibi şehirlerde, on beş milyon (tatlığın Manevi tadında) hiçbir ‘meyve’ vermeyen çıplak evler var.
- Şimdi İslam’ın Kışı da bir sona geldiği için, Kış aylarının sonunun gelmesini dört gözle bekliyoruz. İlkbahar tam da köşeyi dönmek üzere ve İmam Mehdi (AS) İlkbaharın çiçeklerinin açması için gereken suyu getirecek. Ve Ağaç tekrardan meyve vermeye başlayacak. Bu İlahi bir vaattir. Birisi tarafından, asla, engellenemez ve durdurulamaz.
إِنَّكَ لَا تُخۡلِفُ ٱلۡمِيعَادَ
Şüphesiz sen, vadinden dönmezsin. (Surah Ali-Imran 3:194)
Mevlana, bu zaman içerisinde yaşayabilmeyi nasip etmesi için Her Şeye Gücü Yeten Allah’a dua etti.
- Kış aylarının buralarda devamlı kalabilmesi için uğraşan kötüler vardır ve Kışın sonsuza kadar devam etmesi için sıkı bir şekilde çabalıyorlar. Onlar yaklaşan İlkbaharın işaretlerini çoktan gördüler. Bazı ağaçlar çiçek açmaya başladı ve bu nedenle de onlar korku içerisinde çılgına dönüyorlar. “Ağaçları köklerinden söktüğümüzü düşündük. Böylece bir daha asla yeşermeyecekler, asla büyümeyecekler, asla çiçek açmayacaklar, asla meyve vermeyecekler ve asla başkalarına gölge olamayacaklardı,” şaşkınlık içerisinde feryat ettiler “bu ağaçlar nasıl hala buradalar ve çiçek açabiliyorlar?” Bunlar, İslam Ağacının köklerini yok etmeyi becerebileceklerini sanan, şeytanî kişiler. Ama şimdi onlar İslamın durdurulamaz gelişimini hayretler içerisinde izliyorlar!
- Tıpkı ağaçların Kış aylarında meyve vermemesi gibi, İslami çağın bu Kışı da meyvesiz ve bu nedenle bizim için tatsız da. Yani şeytanlar müminleri ‘bu dünya tatlarıyla’ ayarttılar ve birçok genci de müzik, eğlence, filmler, bar ve kulüpler, video oyunlar, moda aracılığıyla tuzağa düşürdüler… Onlar ahret hayatına karşı aşı olmuşlar ve Manevi tatlar ve dindarlık tavsiye ve rehberliğine karşı bağışıklık kazanmışlar. Gençliği; aşılayarak, ayartarak ve tuzağa düşürerek, şeytani olanlar İslam Ağacının köklerini söktüklerini düşündüler!
- Ey aptallar, İslamın Ağacı Her Şeye Gücü Yeten Allah tarafından dikilmiştir, asla kökünden sökülemez! İslamın köklerini sökmek isteyenler, kendileri Allah tarafından söküleceklerdir! Acaba bu aptallar, İslam Ağacını, ilk olarak, dünyaya Kim dikti diye kendilerine hiç sormuşlar mıdır? Bu ağacı diken, nereye dikeceğini, nasıl bakacağını ve çiçek açması için gerekli uygun zamanı bilmiyor muydu?
- Allah İslam Ağacını en mükemmel alana yerleştirdi ve asla kökünden sökülemeyecek. Eğer gerçekten ölürse, (tıpkı gerçek bir ormanda olduğu gibi) yeni bir Ağaç kök salıp büyüyecektir ve eğer kuruyan yapraksız ağaç ölü görünüyorsa, Allah onu canlandırıp, tekrardan, yemyeşil bir hale getirecektir. Bu göksel vaattir!
- Bu vaade inananlar, kurtulmuştur! İnanmayanlar ise, her zaman öfkeli insanlar olacaktır. Kurtuluşun ötesinde kökleri sökülmüş ve ölü sandıkları şeyin canlanmasını beklemedikleri için öfkeli olacaklardır. Bu şeytani komplocular, birçok insan neslini bu dünyasal yaşamın kaygan zeminlerinde; yoldan çıkartmış, aldatmış ve tuzağa düşürmüşlerdir. Ama artık bu mazi olacak; onların zamanı doldu. Artık ellerini bir tek insan nesline bile uzatamayacaklar! Birçok insan neslinin sonsuza dek ellerinde kalacak olan miraslarını (geçici dünya zevkleri için değiştirmeye ikna edip alarak) onları kandırıyorlardı. Bir yalancı, gecenin karanlığında elinde bir mumla, bir rehberlik kaynağı olarak belirir ama mum bir kere yanıp bittiğinde, tekrardan ışık veremez. Kötü olanların ellerinde bir şansları vardı ama artık bu şansları tükendi –mumları yanıp bitti. Şimdi Güneş doğacak ve komplolarının engellendiğini görerek öfkeden kudursalar bile, Güneş hala yükseliyor olacak, Allah İslamın Rabbi -bu Ağacın Rabbi olduğu için, İslamın Ağacı büyüyüp yeşerecek.
- Mevlana, Allah bizlere İslamın Sultanlığını ve zaferini bir kez daha göstersin ve böylece bizler de o Sultana hizmet edebilelim diye, Fatiha okuyarak sonlandırdı.
Tefsir
- Mevlana Evliyaların hepsinin şimdi Kabirlerde olduğunu söylediğinde bu, Resulullah (SAV) tarafından bir Hadiste öğretildiği üzere, ‘ölmeden önce ölmüşlerdir’ anlamına gelir. Onlar kendi temel dünyevi arzularını öldürmüş, bu fiziki yaşamın hoşluklarına karşı ölmüş olan kimselerdir. İnsanlar bu dünyevi yaşamın içerisinde kayboldukları için, artık Evliyaların mesajlarını anlayamıyorlar.
- İnsanlar, bedenin fiziki hazlarının kölesi olmak için manevi hazzı aramaktan uzaklaştıklarından, çok ama çok az insan Evliyaların rehberlik ve öğretilerinin peşinden koşturuyorlar. Toprak altındaki Evliyalar gereksiz görülüp göz ardı edilmişlerdir ve gerçekten kendilerini arayanlar haricindekilere de gizlidirler. Tıpkı bir bal arısının çiçekten balı nasıl alacağını bildiği gibi, arayış içerisinde olanların tatlı kokusu bu Evliyaları onların hayatlarına çeker. Fakat geriye kalan, bunu önemsemeyen insanlar için, Evliyalar gizlide kalırlar ve Ağaç solup meyve veremez hale geldiği için de İslamın tatlılığı onlar için bir kayıp olur.
- Şimdi hala Kış olmasına rağmen, bazı ağaçlar tekrar çiçek açmaya başlamış olduğu için, Mevlana Manevi olarak bağlanmış olanların belirtileriyle ilgili ipuçları verdi. Tıpkı bir ağacın sizlere; gölge, hoşluk ve yiyecek sağlaması gibi, Evliyalar da (kötü olanlardan korumak için) size sığınak olurlar, yüreklerinizi güzelleştirirler ve bedeniniz ve Ruhunuz için gerekli olan her ne ise, onunla besleyip, doyururlar. Kendilerini dindarlıkla taşırlar ve onların kapıları ve sofraları her zaman açıktır. Onları arayın, her şehirde birkaç tane var. İşte bu kişilerden, imanın tadını almaya başlayacaksınız.
- Allah güzel ve harika mevsimleri düzenledi ve her bir ağacın nerede ve ne zaman kök salacağını, büyüyeceğini ve meyve vereceğini de İlahi Hikmetinden belirledi. O bela ve musibetlerden korumak için, ağır Kış şartları boyunca İlkbaharın gelişine dek, İslam Ağacını nasıl gözeteceğini bilmez mi? Allah ezelden beri sayısız ağacı gözettiyse, İnsanlık için en önemli Ağaca özel bir önem vermez mi?
أَلَمۡ تَرَ كَيۡفَ ضَرَبَ ٱللَّهُ مَثَلاً۬ كَلِمَةً۬ طَيِّبَةً۬ كَشَجَرَةٍ۬ طَيِّبَةٍ أَصۡلُهَا ثَابِتٌ۬ وَفَرۡعُهَا فِى ٱلسَّمَآءِ
Görmedin mi, Allah güzel bir sözü nasıl misal getirdi? (Güzel bir söz), kökü sağlam, dalları göğe yükselen bir ağaç gibidir. (Surah Ibrahim 14:24)
- İslami Kış süresince, bizler İslamın Karanlık çağının içindeyiz ve bu karanlık zamanlarda şeytani düzenbazlar ve dolandırıcılar, kayıp olan insanlar için ‘rehberlik’ görevini yerine getirmek, bedenin dünyevi arzularını yerine getirmek için, mumları yakarlar. Ama gece, ne kadar karanlık olursa olsun, sona ermek zorundadır. Bizler şimdi yeni bir şafak vaktindeyiz, mumlar cızırdayarak sönüyorlar, gerçeğin uygulamasını yerine getirmek –İlahi huzurda hazır olmak için susamış olan Ruhların tamamlanması için, Güneş kısa sürede doğacak.
وَقُلۡ جَآءَ ٱلۡحَقُّ وَزَهَقَ ٱلۡبَـٰطِلُۚ إِنَّ ٱلۡبَـٰطِلَ كَانَ زَهُوقً۬ا
De ki: “Hak geldi, batıl yok oldu. Şüphesiz batıl, yok olmaya mahkûmdur.” (Surah Al-Isra’ 17:81)
Bu 17 dakikalık Türkçe Ufak Sohbet videosunu sadece www.saltanat.org adresinden izleyebilirsiniz. Sağdaki menüden; ‘Islamabul 24.Oct 2010′ seçiniz. Ekranın altında, ses kontrolünün yanında, alt yazılar için dil seçimi yapabileceğiniz (Arapça, Bahasa Endonezyaca/Melayu, Almanca, İngilizce, İspanyolca, İtalyanca, Rusça ve Türkçe) bir CC butonu göreceksiniz. İngilizceye canlı tercüme için, görüntü ünitesinin sağ üst köşesindeki AD butonuna tıklayınız. Canlı sohbetler boyunca, üst taraftaki butonlar, başka dillere de Canlı Sesli Tercüme hizmeti sunacaktır. Eğer video artık orada değilse, altta bulunan Saltana TV sitesi arşivinden aratınız. Saltanat TV, Mevlana Şeyh Nazım’ın kişisel olarak müsaade ve onayıyla Resmi sitesidir.
Sitemize üye olmak için lütfen kayıt olunuz. Böylece, yeni bir Yazı eklendiğinde, e-posta ile sizleri daha güncel tutabiliriz. Bizi, ayrıca, Twitter’da da takip edebilirsiniz, kullanıcı tanımlamamız SufiHub’dır. Sohbetleri alıntı yapıp istediğiniz herhangi bir yerde yayınlamak için lütfen çekinmeyiniz. Ancak bu Sohbetlerin kaynağı olarak recent.sufihub.com adresini de belirtiniz ki böylece okuyucular burada bulunan başka Özetleri de araştırabilirler. Bu web sitesindeki herhangi bir yazının, hiçbir parçası Ticari amaçlar için ya da izinsiz olarak kullanılamaz.