13 Bölümlük Hayırlı Tavsiyeler (1. Parça)

Mevlana Şeyh Nazım’ın günlük Sohbetleri

13 Bölümlük Hayırlı Tavsiyeler (1. Parça)

22 Nisan 2011

Euzu billahi mineşşeytânirracîm.

Bismillahirrahmanirrahim

Essalamü Aleyküm ve Rahmetullahi Ve Berekatüh

(Bu bölümler, sağlıklı ve mutlu bir hayata yönelmemiz için, Mevlana’nın farklı konuklarına verilmiş olan, ufak ufak ama etkileyici tavsiyelerdir. Bu Parça ilk 4 Bölümle ilgilidir.)

 

Bölüm 1- Doğal Olan En İyisidir


  • Hayatınızda doğal şeyleri isteyiniz. Suni şeyler, hayatlarımıza sokabileceğimiz en kötü şeylerdir. Doğaya koşun ve insan yapımı ve suni şeylerden de kaçın!
  • Mevlana, günde üç kere –sabah, öğlen ve akşam – birer bardak turunç suyu içtiğini ve böyle yaparak da soğuk algınlığı/nezle gibi sıradan olaylar için ilaç ihtiyacı duymadığıyla ilgili bir örnek verdi. Doğal meyve ve meyve sularını almayı kendine alışkanlık edinmiş biri, hastalıklardan sorun yaşamayacaktır.
  • Mevlana, suni şeyleri terk etmenin bu Ümmet için en iyisi olduğunu ve bunun da tüm İnsanlık için bir bildiri olduğunu söyledi.

Tefsir

  • İnsanlık için, mümkün olduğunca, doğal alternatifleri araştırın.
    • Yemek istiyorsanız, işlem görmüş; konserve ya da koruyucu kullanılmamış, doğal ürünler yiyin. Genetik olarak değiştirilmiş ve Hormon ilave edilmiş gıdalardan, her ne pahasına olursa olsun, kaçının.
    • Yemek pişirirken, çabuk hazırlanan ürünlerden (hemen kullan türü) ve abur cuburları kullanmaktan kaçının.
    • Farmakolojik karışımlar yerine doğal ilaçlar kullanın. Bu konuda geçmişte olan mükemmel bir Sohbeti okuyun.
    • Yürüme bandı yerine, parkta yürüyün.
    • Plastik çiçekler yerine, evinize, gerçek çiçekler alın.
    • Yemeklerinizi mikro dalgada ısıtmak yerine, ateş üzerinde ısıtın.
    • Arabanızı kullanırken, klimayı açmak yerine, pencerenizi aralık bırakın.
    • Makyaj yapmaktan ve tırnaklarınızı parlatmaktan kaçınıp, yerine göz damlası ve kına kullanın.
  • Peygamberimiz (SAV) zamanında meydana gelmiş ünlü bir hadisede, komşu bir Kral, en iyi doktorunu Peygamberimiz’in (SAV) hizmetine sunmak için teklif etmişti. Uzun bir süre Medine’de kalmalarına rağmen, hepsinin de sağlıkları mükemmel olduğundan, doktorlar tedavi etmek için Peygamberimiz’in (SAV) Yakın Çevresinden hiç hasta bulamamışlar.
  • Bu durumu, hastanelerin milyonlarca bedensel, ruhsal ve zihinsel olarak hasta insanlarla tıka basa dolu olduğu günümüz dünyasıyla kıyaslayın. Birçoğu hayatlarını çekilmez hale getirip başkalarına yük yapan, kronik hastalıklardan muzdarip.
  • Elbette ki, gıdalarla, ilaçlarla ve çevremizle ilgili olarak bir şeylerin yanlış gittiğini görebiliyoruz ki bu nedenle, hastaneler ve ilaç firmaları komisyonlardan milyarlarca lira kar ederken, birçok insan da hayatları boyunca hasta durumdalar. Bir şeyleri yanlış yapıyor olmalıyız ve Mevlana’nın bu basit tavsiyesi de sağlıklı bir hayat için anahtar durumundadır.

Bölüm 2 – Yeni ana-babalar için tavsiye


  • İlaçlar ve tıbbi incelemeler (ultrason, DNA testi için amniyotik sıvı alma gibi) bebek için tehlikeli olduğundan ve çocuğun özürlü doğmasına ya da kalp deliği gibi tıbbi durumlara neden olabileceğinden, hamile anneler doktora gitmemelidir. Birçok insan böyle çocukları Mevlana’ya getiriyorlar ve bu yenidoğan hastalıklarında, doktorların bu artışa katkıda bulunduğunu görüyor. Mevlana bu tür müdahalelerin Allah’ı kızdırdığını ve Peygamberimiz’i (SAV) gücendirdiğini söylüyor. Yani, böyle müminleri bilgilendirmek onun görevidir.
  • Mevlana kesin bir şekilde diyor ki; bir kadının hamile olduğu onaylanmışsa, çift aşağıdakileri yapmalıdır:
    • Şeyh Abdul Kadir Geylani (KS) ve Nefisetül Tahire (KS) hürmetine bir koyun kesmeli (tıpkı Kurban bayramındaki gibi) ve yoksullara dağıtılmalı. Daha sonra bu iki evliya, anne karnındaki bebeğin gelişimini tamamlamasından sorumlu olurlar.
    • anne iki Muska takmalı. Biri kendisi diğeri de doğmamış çocuk için.
    • sonunda bebek doğduğunda, bu Muskayı bebeğe takın.
    • gündelik olarak, biri anne diğeri de doğmamış bebek için olmak üzere,  iki sadaka verin.
    • hamile kadınlar doğumu mutlaka ebelerle yapmalıdır, doktorlarla değil.
  • Sağlıklı bir çocuk dünyaya getirmek için bu yeterlidir. Öyle pahalı, sömürücü ve gereksiz olan haftalık doğum öncesi kontrollere gerek yoktur.
  • Bu yıl, 24 Şubat’ta verilen sohbette, Mevlana diyor ki: “Hamile kaldığınızda, doktora gitmeyin. Bir ebe yeterli olacaktır. Bana bir sürü özürlü çocuk getiriyorlar. Hepside bu doktorların onların bellerine koydukları makineler yüzünden. Ve onlar her şeyi mahvettikten sonra, bana gelip; “Şeyh Efendi, bu durumu düzeltmek için dua edin!” diyorlar. Yani, siz onu harap ettiniz ben nasıl düzelteyim? Buna dikkat edin. Onları uyarın! Bir ebe tüm bir köyü ve şehri doğurtabilir! Şimdi doktorlar, “Kesin karnını!” diyerek, makineler kullanıyorlar. Bir bebek nereden geleceğini bilir; girdiği yerden çıkacaktır. Ama bunu nasıl açıklayacağız? Kimse anlamıyor.”

Tefsir

  • Binlerce yıldır, kadınlar ebeler yardımıyla doğum yapıyor ve masaj ve bitkiler yardımıyla da iyileşiyorlar. Bugün bile, birçok geleneksel toplumlar hala eskilerin bu geleneksel metotlarını muhafaza edip uyguluyorlar. Sezaryen, İslam’ın hoş görmediği, çok yeni bir gelişme. Birçok kadın sezaryeni tercih ediyor, bunun anlamı da; kolaylık sağlamak istemeleridir. Bazı kadınlar da, çocuklarının uğurlu bir doğum günü olmasını istedikleri için tercih ediyorlar!
  • Seyyidina Nefisetül Tahire’nin (KS) makamı Mısır’dadır. O çok dindar ve ünlü bir hayat hikâyesiyle, bir Ehli Beyt’tir (zamanınız olduğunda buraya tıklayıp okuyun. Oldukça uzun bir yazıdır). Mısırlılar uzun yıllardır ve özellikle de Ramazan ayında, onun türbesini ziyaret ederler ve onun aracılığıyla, hastalıklarından ve musibetlerinden kurtulmak için Allah’a dua ederler. İnsanlar, ayrıca, bu kutsal türbede kendi istek ve ihtiyaçlarını elde etmek üzerine nazarlarını da yerine getirirler. Camisi ve Makamı Mısırlıların yüreklerinde çok değerli bir yerer sahiptir ve eğer evlilikleri Seyyidina Nefise’nin mevkiinde yapılmamışsa, yeni evliler için evlilikleri tamamlanmamış demektir. Mısırlılar başarılı ve mutlu bir evlilik için onun camisini/türbesini ziyaret ederler.

Bölüm 3 – Notlar alın ve Sohbetleri çalışın!

Büyük Şeyh ve Mevlana Şeyh Nazım


 

  • Mevlana konuklarına, Büyük Şeyh konuştuğu zaman, üzerinde düşünmek ve düzeltmeler yapmak için, kendisinin not aldığını söyledi. Basit kâğıt ve kalemler almış olmasına karşın, yoğun hacimli notlar alırdı. Mevlana, bugünkü müritlerin/konukların/ziyaretçilerin ellerindeki video kameralar, ses kaydediciler, cep telefonlarıyla Sohbetleri kaydetmelerinin, bazıları bundan rahatsız olsa da, ne kadar da muhteşem olduğu gerçeğinden yakındı!

Tefsir

  • Tarikatımızın imamı, Şah Nakşibendî el-Uveysi el-Buhari (KS), “Bizim yolumuz Sohbetlerdir (Birleşme) ve Toplanmakta İyilik vardır.” demiştir. Şeyh Adnan Kabbani, Şah Nakşibendî’nin bu sözü, Resulullah’ın (SAV) Miracı gerçekleştirme sayısıyla ilişkilendirildiğinde ki toplum tarafından gerçekleştiği bilinen tek bir Mirac vardır, tüm hayatı boyunca 12000 kez tekrarladığını öğretir. Şah Nakşibendî’nin her bir Sohbeti; Resulullah’ın (SAV) bir Göğe Yükselişi olan Mirac’dan bir Mücevher, bir Sır öğretir.
  • Her toplanmada Evliyalar tarafından açığa çıkartılan her söz değerli bir mücevherdir. Şeyhimizin huzurunda, her kelime için ağzımızın suyu akarak, verdiği her bir bilgi hazinesini not ederek ve ortaya çıkardıkları her fırsatı yüreklerimize kaydederek aç, çok aç yaratıklar gibi olmalıyız. Bazı ziyaretçiler Mevlana’nın sadece demokrasi ve İlahi cezalar hakkında konuşup, ortalıkta dolaşan yaşlı bir adam olduğunu düşünüyorlar. Estağfurullah. Mevlana ne bunaktır ne de çılgın. Her zaman zihinsel keskinliğin zirvesindedir ve herkese Levh-i Mahfuz’dan kalbine açıklanmış olunan sırlardan bahseder. Mevlana tarafından beğenilmiş ve sevgili Şeyhimiz Adnan tarafından yazılmış olan Hakikatul Hakkani kitabında Büyük Şeyh diyor ki: “Şeyh Nazım bir tecellidir veya Her Şeye Gücü Yeten Allah’ın bir Nurudur. Konuştuğu zaman Mevlana Şeyh Nazım’ı dinliyormuş gibi dinlemeyin ama sanki Her Şeye Gücü Yeten Allah sizinle konuşuyormuş gibi dinleyin.”
  • Mevlana’nın huzurunda son derece büyük saygı ve edeb göstermeliyiz. Sesimizi yükseltmemeliyiz ve o konuşmadıkça bizler konuşmamalıyız. Şaka yapmaktan kaçınmalıyız (bazıları yakınlık göstermek için bunu yapıyor) ve ona soru sormamalı ya da aşırı övgüyle de utandırmamalıyız. Onunla birlikteyken, ağzımızı kapalı tutmamız ve kulaklarımızı ve yüreğimizi açık tutmamız en iyisidir. Onun her hareketinde, her şakasında ve kelamlarında bir anlam vardır. Öyleyse her şeyi not edin ve sonra tekrar gözden geçirin. Sıklıkla onun söylediklerindeki bilgeliği ülkenize döndükten çok sonra göreceksiniz.

Bölüm 4 – Bu yıl müritlerin Hac/Umre yapmalarına izin yok


  • Orta Doğu bölgesindeki siyasi belirsizlikler ve dengesizlik nedeniyle, bu yıl müritler için, Mevlana’dan müritlerine böyle bir şey yapmaları için yeşil ışık yanana kadar, Umre ve Hac vazifelerini yapmalarına izin verilmemiştir.

Tefsir

  • 12 Martta kendisini ziyaret ettiğimde, Mevlana’ya aynı soruyu sormuştum ve o da bana aynı cevabı vermişti. Sadece Ramazan ayında bu soruya kesin bir cevap verebileceğini ekledi.
  • Tarikatta edeb, özellikle uzun mesafeli yolculuk, evlilik ve boşanma gibi konularda olmak üzere, her hususta izin talep etmektir. Maalesef birçok mürit bunu bir formalite gibi görüyor ve izin istemeden önce bilet alıp rezervasyon yaptırma işlerini hallediyor. Bazıları ise hiç izin alma zahmetine bile girmiyor!
  • Bu bazı hadislerde de zikredilmiştir ki Hac mevsimi boyunca, İmam Mehdi (AS) ortaya çıkınca, Arafat kan gölüne dönecek. Öyleyse, Umre/Hac vazifesini yapmak iyi bir iş dahi olsa, gitmeden önce izin almak çok önemlidir. Dünyada meydana gelen doğal afetleri, yükselen siyasal huzursuzlukları, Japonya’dan yayılan nükleer sızıntıyı da düşündüğümüzde, sadece Umre/Hac için değil herhangi bir seyahatten önce izin almak akıllıca olacaktır.

(devam edecek)

 

Bu 22 dakikalık İngilizce Sohbet www.Saltanat.org adresinden izlenebilir. İzlemek için tıklayınız. Saltanat TV, Mevlana Şeyh Nazım’ın kişisel olarak müsaade ve onayıyla Resmi sitesidir.

Bu İngilizce Sohbetleri, olabildiğince çok dile tercüme ettirmek için, çevirmenler arıyoruz. Zaman kısa ve dünyanın her yerinde insanların bilgilendirilmeye ihtiyacı olduğu için,  çeviriler için ödeme yapmak istiyoruz. Bizlere yardımcı olabilirseniz, ücretinizle birlikte, bizleri bilgilendirin. Kaynağımızı düzenleyip toparlamak için elimizden geleni yapıyoruz, yani lütfen bize yardımcı olun.

This entry was posted in 2011 @tr, Nisan, Sohbetleri and tagged , , , , , , , , , , , , , . Bookmark the permalink.